Anne Güvercin Hikayesi

Mevsimlerden yazdı. Batur sapanıyla kuş avına çıkmıştı. Dikkatli bir şekilde etrafa göz gezdiriyor ve avlayacak kuş arıyordu. Sarper, arkadaşının kuş avında olduğunu görünce “Ne istiyorsun şu kuşlardan, bırak ötüşsünler, ne zararları var sana.” diye seslenir. Sarper’in sesiyle kuşlar ürker ve kaçar. Bu duruma sinirlenen Batur, “Kaç kere dedim sana işime karışma. Yasak mı sanki kuş avlamak?” der. Bunun üzerine Sarper, “Evet kuş avlamak yasak, bu günler kuşların yavruladığı bir dönem. Avlayarak onların büyümesini ve çoğalmasını engelliyorsun.” der.
Batur daha da sinirlenerek “Yasaksa yasak, ne olmuş yani bir tane kuş vurursam nesilleri mi tükenecek.” diye tepki gösterir. Sarper’e karışmaması konusunda tekrar uyarıda bulunur ve avlayacak kuş aramaya devam eder. Biraz ilerledikten sonra gözüne daldaki bir kuşu kestirir. Sapanına taşı yerleştirir ve nişan alır. Kendini hazır hissettikten sonra taşı fırlatır, kuşu vurur.

Tam o sırada daldan başka bir kuş kanatlanır. Batur, yere düşen kuşa doğru gider, kuş can çekişmektedir. Arkadaşı Sarper’e dönerek kendisini över ve nasıl bulduğunu sorar. Sarper, arkadaşı kendisini dinlemediği için içerler ve “Ne desem boş, bu vurduğun yabani bir güvercin, daldan gelen diğer kanat sesi de muhtemelen annesine aitti. Yabani güvercinler kin tutar, yavrusunu vurman iyi olmadı.” der ve hızlı adımlarla uzaklaşır.
Batur aldırış etmez ve küçük bir ateş yakarak avladığı güvercini pişirmeye başlar. O sırada kendisini izleyen bir çift gözü fark etmez bile. Bu gözler anne güvercine aittir. Anne güvercin bir yandan yavrusunu vuran çocuğu izlerken, bir yandan da düşünüyordu: ” Biz kuşlar, dallar üzerinde otururken geçmiş günlerimizi düşünür ve hatıralarımızı gözümüzde canlandırırız. Hayaller kurar, derin düşüncelere dalarız.

O sırada bize doğrultan tüfeği de sapanı da fark etmeyiz. Biricik yavrum uçmayı yeni öğreniyordu. Çok yorulmuştu. Ağacın dalına konmuş, dinleniyorduk. Diğer ağaçlar da kuş doluydu. Bir küt sesi duydum ve ardından yavrumun feryadıyla irkildim. Baktım minik yavrum vurulmuş ve düşüyor. Kanatlarımı çırptım, havada bir daire çizdim ve sonra olayın olduğu yere geri döndüm. Çevredeki kuşların hepsi kaçıp gitmişlerdi. Yavrumu vuran çocuğu gördüm, onu gözden kaçırmadan takip etmeliydim.”

Batur işini bitirir ve evine döner. Bu arada anne güvercin hala onu takip etmektedir. Batur, 4. katında oturdukları binaya girer. Anne güvercin karşıdaki binanın çatısına konar ve Batur’un girdiği binayı gözlemeye başlar. Akşam olunca odaların ışıkları yanar. Batur’un gölgesi az sonra pencerede belirir.

Anne güvercin Batur’un oturduğu evin balkonuna konar ve aralık kalmış perdeden içeriyi izler. Batur, çevresindekilere heyecanlı heyecanlı bir şeyler anlatıyor ve kahkahalarla gülüyordu. İçi sızlayan anne güvercin, oradan ayrılır ve gecenin karanlığında kaybolur. Sonraki günlerde de Batur kuş avlamaya devam eder. Ağaçlık alana gider fakat etrafta eskisi kadar kuş bulamamaktadır.

Batur, yine bir gün kuş avlamak için ağaçlık alana gider. Etrafta hiç kuş yoktur. Daha önce vurduğu güvercinin konduğu ağaca gelince kanat sesi duyar. Kafasını kaldırmasıyla kendisine doğru uçan bir kuş görür. Elleriyle yüzünü korur fakat kuş ikinci kez saldırır ve Batur’u yere düşürür. Bu sırada Batur da kuşa karşı hamle yapar ve kuş çalıların arasına düşer. Batur, hızla oradan ayrılıp, eve gelir. O gece gözüne uyku girmez. Sürekli kuşun kendisine neden saldırdığını düşünür. Bir anda aklına vurduğu yavru kuş gelir. Bu gün saldıran kuşun da o yavrunun annesi olduğunu anlar. Anne güvercinin kendisini sürekli takip ettiğini anlayan Batur, tehlikede olduğunu anlar ve bir daha kuş avlamama kararı alır. Zaten kuş saldırdığı sırada sapanını da düşürmüştü.

Batur bunları düşünürken anne güvercin ise sapanı alıp kimsenin bulamayacağı bir yere götürür. Sapanı bir çukura koyar, dal ve yapraklarla üstünü örterek gizler. Sonra da ağaçlık alana geri dönerek nöbet tutmaya devam eder. Kuşları avlamak için buraya gelen insanlar olursa hemen tüm kuşları uyarır ve kurtulmalarını sağlar.

Yaz boyunca nöbete devam eden anne güvercin sonbaharın gelmesiyle tıpkı diğer kuşlar gibi göç eder ve daha sıcak yerlere gider. Bir sonraki yaz mevsiminde yine ağaçlık alana gelen anne güvercinin üç tane yavrusu olur. Yavrularına hayatta kalabilmeleri için gereken eğitimi verir. Artık daha dikkatlidir. Bu arada Batur’da verdiği sözü tutarak kuş avlamayı bırakmıştır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu